KOBİDER/ÖZGENÇ: Yüksek ÖTV Otomotiv Üreticisine Haksızlıktır
Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç; Geçen hafta açıklanan Orta
Vadeli Program (OVP)'nin Türkiye ekonomisinin önümüzdeki üç yılına ait hedeflerini
ortaya koyarken iyimser bakış açısının devam ettiğini gösterse de yine de tedbiri
elden bırakmamalıyız. Cari açığı kapatmak için vatandaşın bineceği otomobile
yüksek oranda ÖTV uygulanırken kamu idaresi de lüks harcamalardan kaçınmalı. Halkın
tek taraflı bir tasarrufa yönlendirilmesi atasözü misali "ele verir
talkını kendi yutar salkımı" deyişine benzer. Mali imkanı olan rezidans dairede de
oturur yüksek ÖTV ödeyerek lüks araca da biner bunlar bizim dışımızda olan
olaylar. Bizim üzerinde durduğumuz konu ise yüksek vergi ile ürün üzerinden
yüzde 200 gelir elde edilmesidir.
Orta Vadeli Programı başta cari açık olmak üzere
Türkiye'nin büyümeden kaynaklanan yapısal sorunlarını en aza indirmeyi amaçlayan
bir program olarak görüyoruz.
Özgenç,Türkiye'nin önceki krizlerine göre
2002 yılından bu yana ekonomi yönetimleri ve kurumlar daha basiretli davranarak
2009 krizini en hafif bir şekilde atlatmayı başarmıştır. Hatta o dönemlerde bazı çevrelerin ısrarla
hükümete baskı kurup IMF ile anlaşma yapılması yönünde sürekli telkinlerde
bulundular. Lakin KOBİDER olarak bizlerin ve bizim gibi düşünen çevrelerin IMF
ile asla anlaşma yapılmamalı şeklinde karşı çıkması üzerine yetkililerimiz birilerinin
menfaatine olan ama halkın faydasına olmayan olumsuz talepleri dikkate almamış
ve böylece Türkiye, iki yıl üst üste en hızlı büyüyen Avrupa ülkesi olmuştur.
Orta Vadeli Program ve
ekonomik tedbirlerin bazı sektörlere olan talebi zayıflatacak olması önümüzdeki
dönemde hızlı giden sektörlerdeki kâr artışını düşürebilir. Otomotiv sektörü
1600 cc üzeri ve hafif ticari araçlarda ÖTV' nin artırılmasından dolayı
etkilenebilirler. 2009 yılında yapılan ÖTV indiriminden
dolayı hemen her otomobil markası ve buralarda çalışanlar rahat bir nefes
almıştı.
KOBİDER Başkanı Nurettin
Özgenç,bizim burada değinmek istediğimiz konu ise çok farklı. Mali imkanı olan yalı,
köşk, villa, malikane, konak ve rezidans dairede de oturur ÖTV' sini ödeyerek Bentley,
Ferrari veya Porsche'ye de biner bunlar bizim dışımızda olan olaylar. Bizim
üzerinde durduğumuz konu ise ürün üzerinden yüzde 200 gelir elde edilmesidir.
Ticarette bu kadar büyük oranda kârlar edilmediğine göre devlet vergi yoluyla
sermayenin, düşüncenin ve emeğin meydana getirdiği bir mamülden iki katı vergi
almasınadır. Bu durumun sermayeye ve emeğe haksızlık olduğu kanaatindeyim.
Şöyle ki; büyük sermayeler ile kurulan otomobil fabrikasında mühendislerinin
çizdiği, tasarımcısının tasarladığı işçisinin montajını yaptığı otomobile firmanın
da kar marjını ekleyerek satışa sunduğu 32.203 Euro değerindeki bir aracın
devlette üzerine yüksek oranda vergiler bindirerek aracın 89.000 Euro'ya vatandaşa
satılması ticaret anlayışına göre ters bir durum teşkil etmektedir.